DAVA : Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak harç ve yargılama gideri yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların murisi …’in 14.06.2006 tarihinde vefat ettiğini, murisin … Noterliğinin 21.11.1996 tarihli 02604 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname ile İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, 5. Bölge Bağcılar Köyü, 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazı davacıya vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/485 Esas sayılı dosyası ile açılıp okunduğunu ve kararın kesinleştiğini belirterek, 21.11.1996 tarih ve 02604 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile vasiyetnamenin açılıp okunduğu, ilgili dosyanın kesinleştiği, vasiyetnameye konu edilen taşınmazın muris adına kayıtlı olduğu, davalı mirasçılar tarafından açılan vasiyetnamenin iptali davasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; Bağcılar’da bulunan 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı lehine sözde vasiyet edildiğini, vasiyetnamenin  murisin gerçek iradesini yansıtmadığını, yeni öğrendiklerine göre, davacının murisi kandırdığını, iradesini fesada uğrattığını, davacının ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak için babalarını zorladığını, murisin yaşlılığı ve yalnızlığı nedeniyle davacı oğlunun bu isteğini gönülsüz olarak kabul etmek zorunda kaldığını, zorla da olsa kabul ettirerek murisi notere götüren davacının murise ölünceye kadar bakma sözleşmesi yerine vasiyetname düzenlettiğini, murisin bilmeden ve davacının hileli davranışları ile vasiyetname imzaladığını, noterlikte belge okutulmadan imzalayacaksın denilerek murise imzalatıldığını, bu husustaki tanıklarını dinletebilme imkanı bulamadıklarını, yapılan işlemin tanıklara da okunmadığını, yerel Mahkemece tanıkları olup olmadığı sorulmadan ve tanık dinletme hakları kullandırılmadan karar verilmesinin usûle aykırı olduğunu, tenfiz  davası için nispi harç alınmasının usûle aykırı olduğunu, davanın açılmasına kendilerinin sebebiyet vermediğini, her koşulda davacı tarafından açılması gereken bir dava olması nedeniyle aleyhlerine avukatlık ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, hükmedilecekse de maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, hem hileli yollarla miras haklarından yoksun kalmaları hem de ödeyemeyecekleri bu miktarlar nedeniyle mağduriyetlerinin kat kat arttığını belirterek, yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile vasiyetin  tenfizi davasının nispi harca tâbi olduğu, kendilerinden yargılama giderleri talep edilen davalıların 07.02.2019 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmeleri nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu oldukları anlaşılmakla, yerel Mahkemece davanın kabulüyle vasiyetnamenin tenfizine ve davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmasına ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamakta ise de; davanın türü gereği dava tarihindeki değerine göre hesaplanacak değer üzerinden nispi harç ve avukatlık ücretine tâbi olduğu, dava konusu taşınmazın  tamamının dava tarihindeki rayiç değerinin 562.206,25 TL olduğu, davacının mirasçı olarak pay (13/48 pay) sahibi olması nedeniyle, tapu iptal ve tescile konu payın (35/48 pay) dava tarihindeki rayiç bedelinin 409.942,05 TL olduğu, buna göre yerel Mahkemece tapu iptal ve tescil istemine konu pay üzerinden harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalıların bu yönleri amaçlayan istinaf talebinin haklı olduğu gerekçeleriyle davalıların istinaf nedenlerinin kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.

2. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 600 ilâ 602. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ E. 2022/5419 K. 2024/41 T. 8.1.2024

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir